Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK’nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
14. Hukuk Dairesi 2019/1689 E. , 2021/3538 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.12.2005 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim mümkün değilse satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesini ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK’nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olaya gelince; mahkemece 26.04.2007 tarihinde bilirkişiler ile birlikte mahallinde keşif yapılmıştır. Keşif sonrası dosya içerisine alınan bilirkişi raporlarında, dava konusu taşınmazlar üzerinde narenciye ağaçları bulunduğu tespit edilmiştir. Davalılar vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazın üst kısmını müvekkili …’in, alt kısmını müvekkili …’in, 3 parsel sayılı taşınmazı müvekkili …’in kullandığını ve taşınmazlar üzerinde çeşitli sayıda meyve ağaçları bulunduğunu, bu ağaçların taşınmazların ilgili kısımlarını kullanan kişilere ait olduğunu, keşifte değerlerinin hesaplanarak, ortaklığın giderilmesinde dikkate alınmasını istemiştir. Davacılar vekili, itirazları kabul etmediklerini ve muvafakatlarının olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, muhdesatların belirli bir şahsa ait olduğu konusunda ittifak sağlanamadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, muhdesat iddiasında bulunan davalılara muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi ve HMK’nın 165. maddesi gereğince dava açıldığı takdirde bu davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, 26.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Leave A Comment